Yazara Gore Listeleme

  • Cesare Pavese
    bilgisayar sesi mp3
    10 Ayrım
    198,96 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Çocukken Momina’ya, Mariella’ya ve diğerlerine benzeyen kadınları kıskanırdım, onları kıskanır ama kim olduklarını bilmezdim. Özgür, hayranlık duyulan kadınlar olduklarını sanır, onları dünyanın sahibeleri olarak görürdüm. Şimdiyse kendimi hiçbirine değişmezdim. Onların hayatı bana saçmalık gibi geliyordu artık; bunu fark etmedikleri için çok daha saçmaydı üstelik.” Hayal kırıklığına uğramış, zeki, bağımsız ve “ben” demesini bilen kişiliğiyle Clelia gururla sürdürdüğü işine rağmen hoyrat bir yalnızlık içinde bir kadındır. Roma’dan doğduğu şehre, hâlâ molozlarla dolu Torino’ya bir moda atölyesi kurmak için döndüğünde, kendini öyle bir yabancılaşmanın içinde bulur ki, bu, savaş sonrası dönemin huzursuz burjuvazisini, züppe entelektüelleri, umutsuz oldukları kadar uçarı genç kızları görmesine ve alaycı bir bakışla yargılamasına neden olur. Yirminci yüzyılın en büyük İtalyan aydınlarından, dünya çapında ün salmış bir yazar olan Cesare Pavese Yalnız Kadınlar Arasında adlı romanda işlediği intihar konusundan, kişisel günlüğünde de söz etti ve kendini yalnız hissettiğini dile getirdi. Yalnız Kadınlar Arasında Meryem Mine Çilingiroğlu çevirisiyle okurlarla buluşuyor.
  • Isaac Bashevis Singer
    bilgisayar sesi mp3
    26 Ayrım
    423,38 MB
    Eser Türü: Kitap
    Yidiş dilinin en büyük yazarı, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Isaac Bashevis Singer’ın toplu öyküleri üç ciltte bir araya geliyor. Singer’ın Amerika’ya göç etmeden önce yaşadığı Varşova’da ve Polonya’nın küçük Yahudi yerleşimlerinde geçen, halk hikâyelerinden ve Musevi mistisizminden beslenen öykülerin ağırlıklı yer tuttuğu birinci ciltte, İngilizce çevirisiyle Singer’ı üne kavuşturmuş olan “Budala Gimpel”in yanı sıra, “Çarşı Caddesi’nin Spinozası”, “Taibele ve İblisi”, “Yeşiva Öğrencisi Yentl” gibi, yazarın en ünlü öykülerinden bazıları yer alıyor. Öykü türünün büyük ustalarından Singer’ın gerçekçilikle olağanüstüyü, yerelle evrenseli iç içe geçiren bu küçük başyapıtlarında, yok edilmiş bir kültür bütün zenginliğiyle yaşamaya devam ediyor. “Singer’ın hikâye anlatıcılığının berrak karmaşıklığı hâlâ şaşırtıcı; halk hikâyelerinden çıkma mistisizmle şehre özgü kozmopolitliği, ironik mizahla trajik kaderciliği harmanlayışı hayrete düşürme hünerini korurken, sürgün ve asimilasyon hakkındaki öyküleri etkisini bugün de sürdürüyor.” -The Boston Globe “Isaac Bashevis Singer’ın parıltılı, muhteşem öyküleri hayret duygusuyla minnettarlıkla, mizahla, ironiyle ve hem tenin hem de ruhun hazlarını yüceltmeyi başaran alaycı bir erotizmle doludur.” – Jonathan Yardley, The Washington Post Book World
  • Hulki Aktunç
    bilgisayar sesi mp3
    40 Ayrım
    594,77 MB
    Eser Türü: Kitap
    Hulki Aktunç’un delikanlı günleri “Sen Buranın Kışındasın – Günlükler (1964-1967)” Hulki Aktunç’un 1964-1967 yılları arasında tuttuğu günlükler “Sen Buranın Kışındasın” Doğan Yarıcı’nın hazırladığı kitapta 15-18 yaşlarındaki Hulki Aktunç’un ilgileri, okumaları, gözlemleri, amaçları, tasaları, görüşleri, sevinç ve üzüntüleri; kısacası, kalem-defterle yatıp kalkan bir delikanlının ilk verimleri var. Şiirle, öyküyle, resimle, sinemayla, ülke sorunlarıyla dolu günlerin izleri, edebiyat çevrelerinin simaları var bu kitapta. Anılar, öyküler, şiirler ve desenlerle yüklü kitabın dizinine bile göz atıldığında yaşının çok üstünde genç bir entelektüelin kendini yetiştirme biçimi ortaya çıkıyor. Günlükleri hazırlayan Doğan Yarıcı önsözünde, “iyi ki yazmaktan geri durmamış,” diyor, “dönemin gündelik yaşamını, gazete manşetlerini, o yıl yayımlanan bütün edebiyat dergilerini, okuduğu bütün kitapları, kafaya taktığı şair ve yazarları, izlediği filmleri, dinlediği müzikleri, toplumsal ve siyasi olayları, kişisel sorunlarını, dostluklarını, hayal kırıklıklarını, açmazlarını, mutluluklarını, titizlikle ve ayrıntılarıyla. Gün gün nasıl aydınlandığına hayranlıkla tanık oluyorsunuz bu gencin, yaşadığı dünyanın, çok sevdiği ülkesinin nasıl değiştiğine, insanlarının, edebiyatının, sanatının, müziğinin, havasının suyunun nereden nereye geldiğine.” “Gerçi, ben şimdiye dek hiç bir dergi ve gazete yazısı yayımlamamış, kitap çıkarmamış biriyim ama, içten içe yazarak, ilerde yayımlayarak –olanaklarım sınırında–, katılmak istiyorum bu savaşa.”
  • Paul Valéry
    bilgisayar sesi mp3
    14 Ayrım
    145,83 MB
    Eser Türü: Kitap
    Paul Valéry en eski yazınsal biçem olan diyalogdan hareketle, zihinsel bir “büyük patlama”nın ürünü bir metin ortaya koyuyor. “SABİT FİKİR” birbirini yadsıyan, besleyen, çürüten, doğuran konuşmalardan örülü bir kitap, bir anlamda Valéry’nin denizde taş sektirme egzersizleri. “Sabit Fikir” Valéry’nin düşünce dünyasının ve ilgi alanlarının nerelere uzanacağının kısa bir özeti. “Büyük acıların pençesindeydim; çok etkin ve çok şiddetli kimi düşünceler zihnimden ve dünyamdan geriye kalan her şeyi perişan ediyordu. Hiçbir şeyle oyalanamıyor, sonunda kendimi daha da kaybederek acıma geri dönüyordum. Buna, kendimi zihinsel, yani unutulmaya mahkûm şeyler tarafından yenilmiş hissetmenin keder ve utancı da ekleniyordu. Belirli bir nedeni olan bir düşüncenin verdiği acı, doğası gereği, aynı düşünceyi sürdürür, oradan çoğalır, sürer durur, güçlenir.”
  • Mehmet Can Şaşmaz
    bilgisayar sesi mp3
    8 Ayrım
    127,73 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Korkma, Güzel Rüyalar da Var” adı altında bir araya getirdiği on altı öyküsünde Mehmet Can Şaşmaz büyüyen yalnızlıkları, süregiden yoksunlukları, bitmeyen sevgi arayışlarını, aranan onurlu yaşamları, eksilen adalet ve merhamet duygusunu derinden derine içimize işliyor. “Korkma, Güzel Rüyalar da Var” öyküyü öykü yapan incelikleri, farklı anlatım biçimlerini, çarpıcı etki yaratmayı başarmış bir yazarın verimleriyle yüklü. “Kimi zaman romanımın okunmayan yüzlerce dosyadan biri olduğunu düşünüyorum. Ama bunca köhne yazar nasıl kitap yayımlatıyor, anlamıyorum. Sanki onlar editörlerle eş dost, İstanbul’da birbirini arıyor, Beyoğlu’na içmeye gidiyorlar da ben taşrada tokuşturulmayan bir kadeh yalnızlığındayım.” 1985 yılında Edirne’de doğan Mehmet Can Şaşmaz Adam Öykü, Notos, Sanat Cephesi, Galapera Öykü, Kül Öykü, Tigris, Bajar, Lâl Kültür Sanat, Mavi Melek dergilerinde yayımladığı öyküleri, Çeşitli Yalnızlık Söylentileri (2008) adlı öykü kitabı ve Güzey (2014) adlı romanıyla tanınıyor.
  • Orhan Duru
    bilgisayar sesi mp3
    12 Ayrım
    267,94 MB
    Eser Türü: Kitap
    Klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarı Orhan Duru, güncel olayları, yok olmanın eşiğindeki doğayı, yeni yaşam biçimlerinin getirdiği çapraşık insan ilişkilerini, bireyi köşeye sıkıştıran gelişmeleri bir bilimkurgu atmosferi içinde sarsıcı ve gülünç yönleriyle ele alıyor. “Yeni ve Sert Öyküler”de gerçekler gerçekdışına taşınıyor, inançlar saçma sapanla yer değiştiriyor. “Susmak oldum. Susuyorum ve hep içime atıyorum. Bu yüzden içime daral geliyor. Alan daralıyor ve sıkışıyorum, hemen tuvalete koşuyorum. En iyisi hiç konuşmamak ya da konuşuyor gibi yapmak. O bile sakıncalı. İnsanın dudaklarını bile okuyorlar uzaktan, dağ deviren dürbünüyle.”
  • Tuncer Erdem
    bilgisayar sesi mp3
    7 Ayrım
    144,91 MB
    Eser Türü: Kitap
    Tuncer Erdem’den yeni bir resimli öykü kitabı “Ben, Bozkır Yeli” Yazar ve çizer Tuncer Erdem’in doğanın diliyle anlatılmış öykülerden oluşan yeni öykü kitabı “Ben, Bozkır Yeli” Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. İnsanın doğadaki durumlarını, duyuş ve düşünüş biçimlerini öyküleştiren Tuncer Erdem hayvanların, bitkilerin, mevsimlerim, hava durumlarının türlü çeşidini mevsimlere ayrılmış öykülerle dile getiriyor. Doğada yalnız gezen kişinin gözünden yazılmış öykülere yazarın çizerliğinin ustalık dolu verimleri eşlik ediyor. “Seninle karşılaştık, ama tanışmadık daha önce. Hani sen trenle, otobüsle şehirden çıkıp uzaklara yolculuk ederken, aralık camdan yüzüne çarpan bir serinlik üfler ya bozkır, ben oyum işte. Ya da mola yerlerinde, benzin istasyonlarında, taşranın demiryolu peronlarında, sen uyuşmuş ayaklarını açmak için yürürken, yaklaştığın binanın köşesinden ani bir esinti gelir hani; şaşırırsın, şehirde dolaşırken sokak başlarında hissettiğin rüzgârlara benzemeyen, kuru, yabanıl, yakıcı, ama içinde ruhu olan bir yel duyarsın, seninle konuşmak istermiş, kulağına bir şeyler fısıldarmış gibidir, beraberinde dağ kekiklerinin kokusu, bozkır çalılarının bitimsiz uğultusu; umursamazsın, yürür gidersin… O da benimdir işte… Ben sırf esip geçmem. Sırf yaprakları savurup şapkaları uçurmam. Hikâyeler anlatırım, çizgiler çizerim. Duyan kulaklara, gören gözlere…”
  • Jean Bertrand Pontalis
    bilgisayar sesi mp3
    7 Ayrım
    130,33 MB
    Eser Türü: Kitap
    Psikanalist ve yazar J.-B. Pontalis’ten anlara ve anılara, kimliklerin iç içe geçişine dair zarif ve çarpıcı bir anlatı. “Bir Adam Yok Oluyor ‘başlangıçlar’ için de hayli yazmış olan Pontalis’in bu kez ‘bitişe’ değindiği bir kitap. Yaşamının son on yılının başlarında kaleme aldığı bu yapıtta, başlangıç gibi bitişin de uzun bir süreç olduğunu vurguluyor. Onun yetkin kaleminin ürünü olan satırlarından, yaklaşan ölümün bir gerçeklik olarak yadsınamayacağını ama yok oluşun olsa olsa bir yorum olduğunu anlıyoruz, uzun bir yaşamdan onda kalanların capcanlı anlatımını okuyarak.” -Talat Parman
  • Mehmet Rifat
    bilgisayar sesi mp3
    7 Ayrım
    170,42 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Büyütücü Mercek: Marcel Proust 1871’in 10 Temmuz’undan doğmuş, 18 Kasım 1922’de 51 yaşındayken ölmüştü. Doğumunun 150. yılında “kitap-lık” dergisinde bir dosyayla (Temmuz-Ağustos 2021) selamlamıştık kendisini; 2022’de bu kez ölümünün 100. yılında elinizdeki bu kitapla anıyoruz onu. Esinlenerek ama öykünmeden ve alçakgönüllülükle söylüyorum: Proust ve yapıtı hakkında burada yazdıklarım bir ‘gözlükçünün müşterilerine sunduğu büyütücü mercekler gibi bir şey’ olsun, okurlara bir kez daha Proust’u iyice yakından tanıma olanağı versin!”
  • Filiz Özdem
    bilgisayar sesi mp3
    10 Ayrım
    212,32 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Geçsin diye beklediklerimizin toplamıyız aslında. Beyhude bir iç çekiş.” Yalnızlıkla sınanan bir hayat ezberinin farklı köşelerinde, farklı sebeplerden dolayı kaybolmuş bir adamın ve bir kadının romanı “Bütün Ateşler Söndüğünde”; karanlığı koyultan büyük bir yasın ve köksüzlükle birleşince en az o yas kadar yaralayıcı olan karşılıksız bir aşkın gölgesinde, tam da söz bitti derken kurulmaya başlanan yepyeni bir cümlenin, tesellinin ve telafinin, kaderde açılan o gediğin hikâyesi… Beklemek bittiğinde beliren o yolun başına bakıyor Filiz Özdem; dağlara küsenlerin sessizliğini dağlara veriyor. Ne de olsa bütün ateşler söndüğünde yaralar da çoktan dağlanmış demektir. Burnun dünyayı daha farklı koklar artık. Gözlerin daha içe içe bakar ya da belki tam tersi… gözlerini dış dünyada gördüklerinde bırakırsın. Kertenkelenin kopan kuyruğunun yeniden çıkması gibi, yeni kuyruk gözlerin oluşmaya başlar. Kuyruk gözlerinle aynalara baktığında başka bir sen görürsün. Yansımanın görüntüsü bazen ürkütür seni, bir yabancı gibi elini uzatıp tokalaşmak, o kendine dokunmak, onu kendin olduğuna inandırmak istersin.

Sayfalar